EN ÇOK DA PAZAR GÜNLERİ ARAMASINI ÖZLÜYORUM


  Geçtiğimiz günlerde Batman’da kalleşçe bir saldırı sonucu şehit olan askerlerimizin Allah şehadetlerini kabul etsin. Yedi eve daha ateş düştü, analar oğullarının şehadet haberini alınca göz yaşlarını kalplerine akıttılar, canlarından bir parça koptu cennete gitti. Babalar ‘’vatan sağ olsun’’ dedi, başları dik, gözleri nemli, göğüsleri imanla dolu, gurur ve hüznü bir arada yaşadı. Çocuklar, yetişkin olanlar ‘’biz babasız yaşarız ama vatansız yaşayamayız’’ dedi, küçükler ‘’babam gitti’’, ‘’babam öldü mü’’ diyerek ağladı, onlar ağladı bizim yüreklerimiz dağlandı, bebekler ise kimisi öylece durdu, kimisi babasının gittiği yeri görürcesine tebessüm etti, kimisi annesinin ağlamasına ağladı. Kolay mı can bağı var arada. Eşler onlar ne yaptı peki? Şu fani dünyada daha aşkına doyamadan ahirete sakladı tüm sevgisini, şehidinden geriye kalan evlatlarına sımsıkı sarıldı, söz verdi içinden bu çocukları sana layık bir şekilde yetiştireceğim diye. Silah arkadaşları peki, onlar ne yaptı? İki acıyı bir arada yaşadı onlar, biri silah arkadaşlarını kaybetmenin acısı diğeri ‘’ben neden şehit olamadım’’ın acısı. Peki bizler, bizler ne yaptık? Kimimiz telefonda gördü haberi okudu geçti, kimimiz okuduktan sonra içine bir ateş düştü, etrafa belli etmedi ama içten içe yandı, kimimiz akşam haberlerinde aldı haberi, belki o esnada yemek yiyordu lokma yarım kaldı, kimimizin gözlerinden yaşlar süzüldü, kimimiz intikam yemini etti bu terörü bitirmek için her şeyi yapacağına gerekirse canını vereceğine dair yemin etti, kimimiz ise ne yazık ki dakikalar bile geçmeden dizim başlayacak diye kanal değiştirdi.
  En kötüsü de ne biliyor musunuz alışmak, acıya alışmak. Artık şehit haberi alınca içimizin sızlamaması. Evet ülkemizin bekası için, gerekirse hepimiz can veririz fakat şehit haberi duymaya alışmak ne kötü. Kendinizi bir o kapının önünde ağlayan çocuğun yerine koysanıza. Baba dağdır, baba kahramandır, babanın yapamayacağı şey yoktur o çocuk için. Düşünsenize sizin sırtınızı güvenle yasladığınız dağ bir anda yok oluyor. Babanın yerini ne dede tutar ne amca şimdi o çocuğun babası yok işte, güvenebileceği, yardımına koşacağı bir kahramanı yok.
  Şimdi kendinizi şehidimizin annesinin yerine koyun. ’Evlat acısı’ nasıl da hemencecik söyleyiveriyoruz değil mi? Parmağındaki bıçak yarasına dayanamıyor insan, canından bir parça koparılması ne kadar acıtıyordur varın siz düşünün. Bir şehit annesi diyor ki ‘’pazar günleri hep arardı, en çok da pazar günleri aramasını özlüyorum’’, yine aynı anne ‘’valizi ne kadar ağır olursa olsun babasına sıkıntı vermemek için yürüyerek gelirdi, şu köşeyi dönerdi, şimdi bakıyorum yine o köşeden çıkıp gelir mi diye’’ şimdi siz düşünün evlat acısını. Akşam oğlum gelecek, o kuru fasulye sever diye kuru fasulye yapamayacak anne, belki de bir daha hiç yapmayacak.
  Şimdi şehidin babasını düşünün, baba için evlat ne demek ancak baba olunca öğreneceğim sanırım ancak zannımca evlat bir destek baba için, dertleşebileceği, yeri geldiğinde yükünü paylaşabileceği, şimdi o babanın halini düşünün yıllarca başına bir şey gelmesin diye yetiştirdiği evladı artık yanında değil.
  Eşleri, şehitlerimizin eşlerinin yerine koysanıza kendinizi kimileri 11 aylık evliydi daha, kimileri 3 aylık hamileydi, sevdikleri adam, dert ortakları, başlarını yaslayacakları omuz artık yanlarında değil. Bilmiyorum bunun tarifi olmasa gerek, âşık olduğun insanı kaybetmek, canından çok sevdiğini kaybetmek, gözlerine bakıp huzur bulduğun insanı kaybetmek ne acı!
  Öyle işte şehitlik herkese nasip olmaz Allah şehadetlerini kabul etsin, ailelerine, sevdiklerine dayanma gücü versin, bizleri bu duruma alışıp önemsemeyenlerden etmesin.
  Var gücümüzle çalışmalıyız şehitlerimizin kanı yerde kalmamalı, vatan için, İslam için çalışmalıyız. Vallahi boşa geçirecek vaktimiz yok bizim. İçimiz yanmalı, bir yandan mutlu olmalıyız onlar cenneti kazandı inşallah diye bir yandan içimiz yanmalı geride kalanların halini düşünüp, var gücümüzle elimizden ne geliyorsa onu yapmalıyız!
                     
                                                                                                                     

Yorumlar

  1. Allah razı olsun senden oğlum.yazının sonuna bende amin diyorum.

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun Mustafa. Var gücümüzle çalışacağız inşallah

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEDENİYET NÖBETİ VE KOVİD TEDBİRLERİ

EYVAH DEMEDEN!

PEKİ YA SONRA?